Stressiz bir iş hayatı neredeyse imkansız ama stresi yönetmek, mümkün olduğu kadar az zararla işin içinden çıkmak mümkün. İşyerleri çok daha kalabalık, işler ve ilişkiler karmaşık. Dolayısıyla günümüz insanının bunlarla başa çıkması için kendine özgü yöntemler geliştirmesi gerekiyor. Çünkü çalışma hayatında stres bir ölçüye kadar normal sayılsa da fazlası fiziksel ve duygusal yönden kişiyi olumsuz etkiliyor, iş performansını da düşüren aşırı stresin en önemli nedenleri arasında fazla mesai, aşırı iş yükü, kovulma korkusu ve beklentileri karşılayamama hissi ilk sıralarda yer alıyor.
Bu şekilde idare ediyorum diyenler de mevcut. Fakat iş yerindeki stresini yenebilmiş çalışanlar yalnızca kendileri için değil çalıştıkları ortam için de fark yaratmış olurlar. Yani aslında kariyer ve başarı için de idare etmek yerine stresle başa çıkmak önemli ve gerekli hale geliyor.
Stresten en çok kimler etkileniyor?
İş yeteneklerine uygun olmayan ve genel olarak hayata bakış açısı olumsuz olan kişiler işin yarattığı stresle başa çıkmada daha fazla sıkıntı çekiyor. Yöneticinin kendi ve ekibinin stresini iyi yönetememesi de bunlara eklendiğinde stres unsurları kişi üzerinde daha uzun vadeli olabiliyor.
Adım adım dikkat edilecekler ise;
İlk adım, hayatın başlı başına stres kaynağı olabileceğini bilerek hayatı baştan itibaren buna uygun olarak düzenlemeye çalışmaktır. Örneğin, sevdiğiniz bir iş seçmek, iş dışındaki hayatı ve ilişkileri stres üreten değil, dinlendirici alanlar haline getirmek; dünya görüşünüzü zenginleştirmek, bunlar arasında sayılabilir.
Tabi bu her zaman mümkün olmuyor. Öyleyse;
-Çalışırken mola vererek çalışın. Kendinize ayırdığınız 10 dakika bile zihninizi dinlendirmeye yeter.
-Çalışma arkadaşlarınızla iş harici konularda da konuşun. İş yerindesiniz diye yalnızca yapılacak işlerden konuşmak zorunda değilsiniz.
-Hem kendiniz hem de başkaları için mantıklı hedefler belirleyin. Mükemmeliyetçi olmayın.
-İş tanımınız hakkında işvereniniz ile konuşun. Sorumluluklarınız net olmalı.
-Beklentiniz Gerçekçi Olsun. Beklenti, öfke yoğunluğunun artmasına neden olabilir. İşteki durumun gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi ve beklentilerin buna göre ayarlanması, ayrıca başkalarının ruh haline yönelik empati hissinin geliştirilmesi öfke denetimini kolaylaştırabilir.
-Çözüm Odaklı Olun. Yaşanan her ne olursa olsun, bakış açınız çözüm odaklı olmalı. Sorunun nereden kaynaklandığı, kimin sorun çıkardığı, işlerin nasıl karmaşık hale geldiği gibi detaylar içinde boğulup, suçlu aramak yerine, sorunu nasıl çözeceğinize odaklanın.
-Düzenli bir program oluşturun. Sorumluluklarınızı ve günlük yapılacak işlerinizi not edin.
-Önceliklerinizi belirleyin, işlerinizi önem sırasına göre düzenleyin.
-Zamanlamayı iyi ayarlayın. Bitirilmesi gereken işleri bir sonraki güne bırakmayın.
-Görev paylaşımında bulunun. Her işi tek başına yapmaya çalışmanız daha çok strese girmenize neden olacaktır.
-Mizah stresi azaltmada en etkili yollardan biridir. Bunalmaya başladığınız anlarda iş arkadaşlarınızla komik bir hikaye paylaşın ve rahatlamaya çalışın.
-Uykunuzu iyi alın. Aynı saatte uyuyup aynı saatte kalkmaya özen gösterin.
-Sosyal hayatınızı canlı tutun, iş dışı yapacağınız aktivitelerle farklı uğraşlar edinin.
-Düzenli egzersiz stresi azaltmanın en iyi yollarından biridir. Hem bedensel hem de zihinsel rahatlamayı sağlar. Haftada en az 3 gününüzü egzersize ayırmaya özen gösterin
Ve tabiki stresten korunmak diye bir şey yok. Onunla başa çıkın!
Önemli olan stresle nasıl başa çıktığımız. Zorluklara karşı toleransımızı artırmak, stresi yönetmemizi kolaylaştırır. Bu yazdıklarım sizi stresten korumak için değil stresle baş edebilmek için.. Çünkü stresle başedebilmeyi öğrenmek en çok kendi sağlığını için önemli ve gereklidir.
PSK. BURÇİN KOYUNCU
www.psikologburcinkoyuncu.com