Alışveriş yapma kavramı günümüzde “bir ihtiyacı karşılamak için alıp satmak”tan daha farklı bir boyut kazanmış durumda. Her gün yüzlerce yeni ürün ve teknoloji, bombardıman halinde kullanımımıza sunulmaktadır. Bu ürünlerin, farklı kalite ve fiyatlardaki sürümleri baş döndürücü bir hızla toplumun her kesimine ulaşmaktadır. İnternet alışverişinin yaygınlaşmasıyla da elimizin altına gelen alışveriş furyasından pek de kaçmak mümkün değil.
Şu bir gerçek ki kampanyalar, indirimler, reklamlar ve modanın da yön verdiği çılgın tüketim davranışları ile karşı karşıyayız. Buna iten psikolojik etkenler incelenmesi gereken bir konu halini aldı.
Alışveriş yapmak temelde zararlı bir davranış mı? Tabiki hayır.
İnsanlar, yeme, içme ve barınma gibi temel ihtiyaçları haricinde keyiflenmek ve kendilerini geliştirmek için de alışveriş yapmaktadırlar ve yapmalıdırlar. Burada zarar veren, bu davranışın amacı dışında psikolojik boşlukları tamamlamaya yönelik ve gereksiz oluşudur. Tüketmedikçe eksik kalındığı hissi ve insanın içinde boşluk oluşması tüketime yöneltmektedir. İçte bulunan boşluğu asıl dolduracak olan içsel ve kalıcı değerlere ulaşmak ciddi çaba gerektirdiği için, insan beyni kolaya kaçarak tüketim unsurları üzerinden değer açlığı giderilmeye çalışılmaktadır.
Aşırı alışveriş davranışının desteklendiği bir sistem oluşmuş durumda. Kolay bir şekilde kredi sahibi olmak, cep telefonundan bir mesaj göndererek banka kredisine ulaşmak, alışveriş yapma isteği gelince gece yarısı bile olsa internet üzerinden dünyanın her hangi bir köşesinden istenilen bir ürün satın alınarak bu istek tatmin edilebilmektedir. Üzerine alışveriş sürecinde işleyen psikolojik mekanizmamızın satıcı merkezler tarafından uyarılması, fazlaca alışveriş yapma yönelimini arttırmakta. Nitekim tüketiciye ulaşmak ve tüketicinin daha çok harcaması için özel çalışmalar yürütülüyor.
Peki fazla alışverişin ne zararı var?
-Satın aldığımız ürünleri belki hiç kullanmıyor ya da onlardan çabucak sıkılıyoruz. Bu da bizi, mutlu etmesini umduğumuz yeni şeyler satın almaya itebiliyor. Böylece bir doyumsuzluk kısırdöngüsü başlıyor. Kısacası amacımıza ulaşamıyor daha büyük bir rahatsızlığın içine giriyoruz.
-Beynimizdeki ödül mekanizmasını etkileyerek haz oluşturan herhangi bir davranış ya da etkinlik, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir alışkanlığa dönüşebilir, yani bağımlılık yaratabilir.
-Yaşamınızda bir şeyler ters gittiğinde alışveriş yapmak duygudurumumuzda geçici bir iyilik sağlasa da, asıl sorunlarımızı görmezden gelmemize neden olur ve bunları gerçekçi bir biçimde çözme fırsatımızı elimizden alır
-Fazla alışveriş maddi anlamda da zarar vereceğinden, bütçe planlamasında da zorluk oluşturur ve aile içi çatışmalara sebep olabilir.
Tedavi gerekir mi?
Yaşamsal işlevselliğinizi bozan, ikili ilişkilerinizi, aile ilişkilerinizi bozan, amacı dışında olup size zarar vermeye başlayan veya bağımlılık derecesinde olan her davranış psikolojik bir tedavi gerektirebilir. Bu konuda bilişsel psikoterapi veya şema terapisi gibi yöntemler olumlu sonuçlar vermektedir.
Alışveriş yapma ile ilgili olumsuz bir ilerlemeniz varsa dikkatli olmalı, ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız destek almaktan çekinmemelisiniz.
www.psikologburcinkoyuncu.com