En genel anlamıyla TERÖR; politik, dini ve ya ekonomik bazı hedeflere ulaşmak için uygulanan her türlü şiddet olarak tanımlanabilir. Günümüzde terör siyasi, kültürel, finansal gibi bir çok etkileri üzerinden çoğu kez değerlendiriliyor. Fakat bu yazıda objektif ve psikolojik bir bakış açısıyla terörün halkın üzerinde oluşturduğu psikolojik etkiler ve buna bağlı tepkileri üzerinde duracağım.
Millet olarak yakından tanıdığımız terör kelimesi hepimizi eşit oranda ürkütse de konuyla ilgili yapılan yorumlarda ayrışıyoruz. Son dönemlerde ardı ardına gelen patlama haberleri, şehitler, kafamızı karıştıran söylentiler.. ‘ duyarsızlaştık artık, ne olacak bu halimiz’ diyenler de var , ‘daha iyi olacağız, umutluyum’ diyenler de. Peki bizi bu ayrışmaya iten nedir? Ne yapmalıyız?
Öncelikle şunu biliyoruz ki TERÖR SAĞLIKLI YAŞAM KOŞULLARINI YOK EDER. Terörde amaç ; cana kıyma, malı yakıp yıkma, işkence yapma gibi eylemlerle insanları dehşete düşürerek korku havasını hakim kılmak, buna bağlı olarak sindirme yoluyla insanları eylemsizliğe itmektir. Hedef ise korkuyu ve eylemsizliği hakim kılarak isteklerini kabul ettirmektir. Bu durumda arka arkaya gelen terör saldırıları karşısında toplum bireylerinin psikolojik açıdan sağlıklı yaşam koşullarının devam etmesi ne yazıkki mümkün değildir.
İNSANLAR ENDİŞE VE KORKU İÇERİSİNDE YAŞAR. Patlama korkusuyla kalabalık ortamlardan uzak durmak, sürekli başıma bir şey gelir endişesiyle sokakta yürümek, yoğun güvensizlik duygusu ve devamındaki iletişimsizlik.. İşlevselliğimizi zamanla çürüten bu durum sağlıklı olmamakla beraber acilen farkında olmamız gereken bir durumdur.
Evet artık millet olarak daha ‘agresifiz’.. Trafikte, sokakta, işyerinde, aile içinde... İNSANLARI STRESE SOKAN EN BÜYÜK ETKENLERDEN BİRİ DE BELİRSİZLİK VE OLAYLARIN KONTROLÜNÜN KİŞİNİN DIŞINDA GELİŞMESİDİR. Etrafında sürekli terör olayları olup biten kişi, başına geleceklerden habersiz, endişe ve korkuyla hayatını sürdürmeye çalışır.
Teröre dolaylı ve direk maruz kalan tüm insanlarda YAŞAM BÜTÜNLÜĞÜ BOZULMA DURUMU söz konusudur. Yaşanan, şahit olunan ve uzaktan da olsa paylaşılan terör olayları kişilerde travma etkisi bırakır. Travma yaşamış bir bireyin ruhsal dengesi ve hayat bütünlüğü bozulmuş olabilir. Terörü bu açıdan değerlendirecek olursak TOPLUMSAL TRAVMA olarak görülebilir ve böyle bir toplum terörle mücadelede eksik kalabilir. Sağlıklı koşulların olmaması, endişe ve korku yaratarak eylemsiz bırakılan insanlar ve toplumsal travma yaşatılarak hayat bütünlüğünün bozulması.. Öncelikli olarak yaşam kalitesini, sağlıklı yaşam koşullarını geri kazanmak isteyen insanların, milli manevi ve bütünlük duygusu geri planda kalabilir. Ki terörün istediği de budur.
Bu durumda sağlıklı kalabilmek için ne yapılabilir? Toplumsal olarak uzun süredir yas sürecindeyiz. Bu yas süreci ile birlikte yaşadığımız günlük endişeler bizi terörle mücadelede kısır bir döngüye sokmaktadır. Öncelikle ‘bireysel’ olarak psikolojimizi ayakta tutmak gerekir. Bunu, olayları görmezlikten gelerek duyarsız kalarak yapmış olduğunu düşünenler yanılıyor. Bu yaptığınız sadece savunmadır. Yadsımış olursunuz duyarsız kalarak. Bu, psikolojimizi ayakta tutmak demek değildir. FARKINDA OLMALIYIZ.. her şeyin her durumun.. SİZİ DİNLEYEBİLECEK VE ANLAYABİLECEK BİRİLERİYLE MUTLAKA İLETİŞİM KURUN. Duyguları paylaşmak her zaman iyileştiricidir. Ve unutmayın ki, olumsuz duyguları ifade etmek en iyi başa çıkma şeklidir. Bazen acılarımızın hemen geçmesini ve bitmesini isteriz. Oysa olumsuz duygulardan kurtulmak için acele etmek çoğunlukla bu konuda başarısız olmamıza neden olur. YAŞANAN NE OLURSA OLSUN DUYGULARINIZ HAFİFE ALMAYIN, YOK SAYMAYIN. Son olarak da belirtebileceğim nokta, YAŞAMINIZDAKİ RUTİNLERİ BOZMAYIN. Haftalık, günlük sık sık yaptığınız etkinlik ve aktivitelerden vazgeçmeyin. Bu durum endişe ve kaygılarınızı minimuma indirecektir.
Güven içinde yaşadığımız ve terörün psikolojik baskısından sıyrıldığımız bir TÜRKİYE ye kavuşmak dileğiyle..
Psk. Burçin KOYUNCU